Sual: Süper mezhepsiz bir hoca, (Peygamber ölmüştür, ölü olduğu için yardım edemez, ölü peygamberden yardım istemek şirktir. Eğer Peygamber yardım etseydi, şu Müslümanların hâlini düzeltirdi. Milletin hâli düzelmediğine göre ölü, Peygamberin yardım edemediği açıkça bellidir. Peygamber de olsa hiçbir ölü yardım edemez) diyor. Peygamber efendimize ölü demek caiz mi? Bu, âyetlere ve hadislere aykırı değil mi?
CEVAP
Peygamberlere ölü demek âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere aykırıdır.
Demagoji yapıp, (Peygamber ölü olduğu için yardım edemiyor, diri olsa yardım eder, milletin hâlini düzeltirdi) diyen süper sapığa soruyoruz: Hâşâ Allah da mı ölüdür? O niye yardım etmiyor, o niye milletin hâlini düzeltmiyor?
Demek ki, ölü veya diri olmasının hiç önemi yoktur. Allah'ın yardım etmemesinin sebepleri ne ise, aynı sebepler Peygamber efendimiz için de geçerli değil mi? Müslümanların perişan hâli, Peygamber efendimizin veya Allahü teâlânın yardım edemediğinden dolayı mıdır? Peygamber efendimiz, hayatta olsaydı, yine durum aynı olmaz mıydı? Rabbimizin kendisi müslümanları ıslah etmekten âciz değildir. Diri peygamberine yardım ettiren Allahü teâlâ, vefat etmiş peygamberine yardım ettirmekten âciz değildir. Allah indinde ölü ile dirinin ne farkı vardır? Öldüren, dirilten ve yardım ettiren O değil mi? Dirilere verdiği gücü kuvveti ölülere veremez mi hâşâ?
Bu sapık, sadece hadis-i şeriflere değil, âyet-i kerimelere de inanmıyor. Kur'an-ı kerimde, Allah yolunda ölenlerin yani peygamberlerin ve şehitlerin ölmediği bildiriliyor. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Fî-sebîlillah [Allah yolunda] öldürülenlere ölü demeyin! Bilâkis onlar diridir, ama siz bunu anlayamazsınız.) [Bekara 154]
Demek ki, can çıkmakla insan ölmüyor, ruhu bedenden ayrılıyor. Beden çürüse de, ruh işitiyor, iş yapıyor. Hazret-i Hızır’ın ruhunun iş yapması, yardıma koşması da böyledir. Allahü teâlâ, (Allah yolunda ölenlere ölü demeyin!) buyururken, bu sapığın Resulullah'a ölü demesi, Kur'an-ı kerime de inanmadığını göstermektedir. Allah yolunda ölenlere şehitler de dahildir. Şehit mi üstün, Peygamber mi üstündür?
Resulullah, son hastalığında, (Hayber’de yediğim zehirli etin acısını hâlâ hissediyorum. Zehrin tesirinden aort damarım, bıçak gibi kesiliyor) buyurdu. (Buhari)
İbni Mesud hazretleri ve diğer Eshab-ı kiram, (O zehirli etin tesiriyle Resulullah şehid oldu) buyurdu. Peygamberlik şehitlikten üstündür, fakat şehid olmak da ayrı bir nimettir. Allahü teâlâ Resulüne bu nimeti de vermek için son hastalığında bu zehrin etkisini göstermiştir. (Mevahib-i ledünniyye)
İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Her peygamber, kabrinde diri olup namaz kılar.) [Beyheki, Ebu Ya’la]
(Peygamberlerin vücudunu toprak çürütmez. Bir mümin salevat okuyunca, bir melek salevatı bana haber verir.) [İbni Mace, Ebu Davud]
İki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Peygamber, müminlere kendi canlarından üstündür.) [Ahzab 6]
(Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Resulünü hidayet ve hak dinle gönderen Odur.) [Fetih 28]
Bu iki âyetten de anlaşıldığı gibi, Peygamberimizin dini diğer dinlerden üstün olduğu gibi, kendi de herkesten üstündür. En sahih hadis kitabı olan Buhari’de, (Ben bütün insanların seyyidiyim, efendisiyim) buyuruluyor. Peygamber efendimiz, bütün peygamberlerden, bütün insanlardan ve bütün şehitlerden üstündür. Şehitlere ölü demeyip de, böyle üstün bir peygamber ölü demek ne kadar çirkindir.