Cevap: Bir kimseye Ramazanda delilik ârız olup oruc tutamasa, sonradan ifâkat bulması hâlinde, tutamadığı günleri kaza eder. Eğer Ramazanın evvelinden âhırına kadar, hiç ifâkat bulmayıp, deliliği devamlı olur ise, o Ramazanın orucu, sakıt olur.
Ve dahi, bir kimse, oruçlu olduğunu unutarak orucunu bozsa, orucu fâsid olmaz. Eğer, oruçlu olduğunu hatırlayıp savmı fâsid oldu zannederek yemeğe devam etse, kaza lâzım olur. Kefaret lâzım olmaz. Eğer, orucunun bozulmadığını bildiği hâlde, yese, hem kaza ve hem kefaret lâzım olur.
Ve dahi, oruçlu bir kimse terini yutsa, yahut bir kimse boyalı ipliği çiğnese ve boyasını yutsa, veyahut, bir kimsenin tükürüğünü yutsa, veyahut, kendi tükürüğünü, dışarıya çıkardıktan sonra yutsa yahut, dişinin arasındaki taamı yutsa ve yuttuğu şey, nohuttan büyük olsa, yahut cilt altına iğne ile ilaç zerk etse, orucu bozulur ve yalnız kaza lâzım olur.
Ve dahi, bir kimse, kâğıt parçası veya avuç dolusu miktarı tuz yese, çiğ buğday, pirinç tanesi yutsa, orucu bozulur. Lâkin yalnız kaza lâzım olur. Çünkü bir avuç dolusu tuzu ne gıda olarak ve ne ilaç olarak yemek âdet değildir. Bir avuç toprak gibidir. Amma yidiği tuz az miktarda olsa, kefaret de lâzım olur. (Eşbâh)da zikir olunmuştur. Çünkü tuz, az miktarda ilaç olarak da, gıda olarak da kullanılmaktadır.
Bir hâmile kadın veya süt veren kadın bunalsa da yese, yalnız kaza lâzım olur. Özrü yok iken, Ramazan günü aşikâre yiyen, içen, mürted olur. (Feyziyye).
Ve dahi, bir kimse, susam dânesini yalnız çiğnese, orucu fâsid olmaz. Ammâ, yutmuş olsa, çiğnemiş olsun olmasın herhâlde, savmı fâsid olur. Ve kazası lâzım olur. (İslâm Âhlâkı s. 303)
***
Sual: Teravih namazını, kadın, erkek her Müslümanın kılması gerekir mi, cemaatle kılınması ve camiye gidilmesi şart mıdır?
Cevap: Teravih namazı ile alakalı olarak Nûr-ül-îzâh şerhinde ve hâşiyesinde buyuruluyor ki: “Erkeklerin ve kadınların, yirmi rekat teravih namazı kılması, sünnet-i müekkededir. İnanmayan sapıktır ve şahitliği kabul olmaz. Resulullah Efendimiz, birkaç gece, teravihi cemaatle sekiz rekat olarak kıldı. Evlerine gidince, yirmi rekate tamamladılar. Yalnız olarak yirmi rekat kıldığı da bildirilmiştir. Dört mezhebde de yirmi rekattir. Sünnet olduğu buradan anlaşıldı. Üç halife ve zamanlarındaki Eshab-ı kiramın hepsi, cemaatle yirmi rekat kıldılar. Bu halifelere ve Eshab-ı kiramın icmaına uymamız, hadis-i şerif ile emrolunmuştur.”
Teravih namazı, yatsının son sünnetinden sonra ve vitirden önce kılınır. Bir kimse, yatsıyı kılmadan önce teravihi kılamaz. Vitirden sonra ve sabah namazına kadar kılınabilir. Fecir doğunca kılınamaz, kaza da edilmez. Çünkü teravih kuvvetli sünnet ise de, akşam ve yatsının son sünnetleri kadar kuvvetli değildir. Bu sünnetler ise, kaza edilmez. Yalnız farz namazlar ile vitrin kazası lazımdır. Teravih namazı, Şâfiide kazâ edilir.
Teravihi cemaat ile kılmak, sünnet-i kifayedir. Camide cemaatle kılınınca, başkaları evde yalnız kılabilir, günah olmaz. Fakat, camideki cemaat sevabından mahrum kalır. Evde, bir veya birkaç kişi, cemaatle kılarsa, yalnız kılmaktan yirmiyedi kat fazla sevap kazanılır.
Her iki rekatte bir selam verilip, hemen sonraki rekate kalkılır. Yahut dört rekatte bir selam verilir. Her dört rekat arasında, dört rekat kılacak kadar oturup, salevat veya tesbih okunur veya sessizce oturulur. İki rekatte bir selam vermek ve her iftitah tekbirinde niyet etmek daha iyidir.
Yatsıyı cemaatle kılmayanlar, toplanıp da, teravihi cemaatle kılamazlar. Çünkü teravihin cemaati, farzın cemaati olması lazımdır. Yatsıyı cemaatle kılmayan bir kimse, farzı yalnız kılıp, sonra teravihi kılan cemaate katılabilir.
***
Sual: Hastanın, hamile kadının ve harb eden askerin oruç tutması gerekir mi?
Cevap: Hasta, hastalığı artacak ise, hamile kadın, süt veren kadın, harb eden asker zayıf olursa, oruç tutmaz. İyi olunca kaza eder.