CEVAP
Devletle millet, birbirinden ayrı olamaz. Millet olmadan devlet olmaz. Devlet yoksa millet de yok demektir. Onun için devlete sahip çıkmak, her Müslümanın görevidir. Merhum Enver Abimiz, devleti bir otobüse, hükümetleri de şoföre benzetirdi. (Şoföre kızıp, otobüsün camı kırılmaz, lastiği patlatılmaz, kaportası delinmez. Gücü yeten, otobüsü durdurup, usulüne göre şoförü değiştirir) derdi.
Güçlü devlet huzur getirir. Devlet zaafa uğradığı zaman, sokağa anarşi hâkim olmaya başlar. Atalarımız boşuna, (Ya devlet başa, ya kuzgun leşe) dememişler. Uzaydaki gezegenlerden biri yörüngesinden çıksa paramparça olacağı gibi, devlet zaafa uğrar ve yörüngeden çıkarsa, Allah muhafaza etsin, kimin kimi, niçin öldürdüğünün farkına varamayız. Onun için daima devletten, müesses nizamdan ve istikrardan yana olmalı. Devlete, topluma zarar veren çapulculara fırsat vermemelidir.
İslâmiyet; dini, vatanı, mezhebi ve inanışı farklı olanların, canlarını, mallarını ve namuslarını korumayı emreder, bunlara saldırmayı, herhangi bir örgüt kurarak, devlet işlerine karışmayı kesinlikle yasaklar. Allahü teâlâ, devlete yardım etmeyi, fitne çıkarmamayı emreder. (S. Ebediyye)
Türkiye’de her çeşit din kitabı yazmak serbesttir. Müslümanlara bu hürriyeti veren devlete yardım etmek, her Müslümana lazımdır. (İslam Ahlâkı)
İyi insan, herkese iyilik eder. Kimsenin malına, canına, ırzına, namusuna saldırmaz. Devlete, kanunlara karşı gelmez. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (İslamiyet, kılıçların gölgeleri altındadır) buyurdu. Bunun mânâsı, (İnsanlar, devletin, kanunların idaresi, himayesi altında, rahat yaşarlar. İbadetlerini rahat yaparlar) demektir. Devlet ne kadar kuvvetli olursa, rahat ve huzur da o kadar artar. (Kıyamet ve Âhiret)