Cevap:
Kâfirler, zındıklar, Müslüman hanımlarını aldatmak için, (İslâmiyetin başlangıcında kadınlar örtünmezdi. Peygamber zamanında, Müslüman kadınları, başları, kolları açık gezerlerdi. Sonradan, kıskanç din adamları, kadınların örtünmelerini emir ettiler. Kadınlar, sonradan kapandı. Umacı gibi oldu) diyorlar. Evet, kadınlar açık gezerdi. Fakat, hicretin üçüncü senesinde (Ahzâb) ve beşinci senesinde (Nûr) sûreleri gelerek, Allahü teâlâ örtünmelerini emir eyledi. (Mevâhib-i ledünniyye)de diyor ki, (Hicretin yedinci senesinde, Hayber gazâsından dönerken, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, esîrler arasındaki Safiyyeyi “radıyallahü teâlâ anhâ” bir gece çadırına aldı. Eshâb-ı kiram, Safiyyenin zevce olarak mı şereflendiğini, yoksa cariye olarak hizmet mi ettiğini anlayamadılar. Zevcelere lâzım olan hürmeti ve hizmeti yapabilmek için, bunu Resûlullaha da sorup anlamağa sıkıldılar. Sabah çadırdan örtülü çıkarılıp, perde arkasında götürülürse, zevce olduğunu anlarız dediler. Perde içinde götürüldüğünü görerek, zevcelikle şereflenmiş olduğunu anladılar). Görülüyor ki, Resûlullah zamanında, hür kadınlar, bütün bedenlerini örterlerdi. Bir kadının, hizmetçi olmayıp, hür hanım olduğu, her yerini örtmesinden belli olurdu. (Tam İlmihal s. 166)
***
Sual: Halvet etmek ne demektir ve câiz midir? Halvet etmekle hurmet-i musâhere hâsıl olur mu?
Cevap:
***
Sual: Halvet etmek ne demektir ve câiz midir? Halvet etmekle hurmet-i musâhere hâsıl olur mu?
Cevap:
Erkeklerin, (Ebedî mahrem)leri olan kadınlarla beraber halvet etmeleri ve sefere [meselâ hacca] gitmeleri câizdir. Bir adamın ebedî mahrem olmayan kadınla (Halvet) [yani tenha yerde yalnız kalmak], tarafeyne göre, haramdır. Başka müttekî erkek veya bu adamın ebedî mahremlerinden biri veya zevcesi ile birlikte bulunursa, haram olmaz. Halvet etmekle veya önünden başka yerine şehvetle bakmakla, hurmet-i musâhere hâsıl olmaz. (İbni Âbidîn) “rahmetullahi teâlâ aleyh”, imamlığı anlatırken diyor ki, (Yabancı kadın çok olsa da, halvet olur. Çok ihtiyâr kadınla ihtiyâr erkek sefere çıkar ve yalnız kalabilirler (Eşbâh). Ebedî mahrem olan onsekiz kadından biri ile halvet câiz ise de, yalnız süt kardeş ile ve genç kaynana veya gelin ile, fitne şüphesi olunca, mekruhtur. Yabancı genç kadınla, zaruret olmadan, konuşmak câiz değildir. Mescid gibi dışarıdan içerisi görünen umuma açık yerlerde [nakil vâsıtalarında, dükkânlarda] yalnız kalmak, halvet olmaz). Bir evin iki odası bir yer sayılmaz. (Tam İlmihal s. 167)
***
Sual: İslâm dininde, kaç türlü kadın kıyafeti vardır ve nasıldır?
Cevap:
***
Sual: İslâm dininde, kaç türlü kadın kıyafeti vardır ve nasıldır?
Cevap:
İslâm dininde, iki türlü kadın kıyafeti vardır: Birincisi, hür olan İslâm hanımları, yüzlerinden ve ellerinden başka, her yerini tamam örter. (Halebî-i kebîr)de, meyyitin kefenini bildirirken diyor ki, (Erkekler kamîs ile, kadınlar dır’ ile örtünür. Her ikisi de, omuzdan ayağa kadar örter. Kamîsin yakası omuzdan, dır’ın yakası göğüsten ayağa kadar açıktır). Görülüyor ki, İslâm kadınları, şimdiki manto ile örtünmekte idi. Çarşafla örtünmeleri, sonradan âdet oldu. Geniş, uzun manto, kalın baş örtüsü ve uzun çorap, şimdiki çarşaflardan daha iyi örtmektedir. (Dürer-ül-Mültekıte) dördüncü sahifede diyor ki, (İslâmiyet, kadınların örtünmesi için belli bir örtü emir etmedi). İkincisi, cariye yani, harpte esîr alınmış olan hizmetçi kadın kıyafeti olup, erkeklerin yanında, başlarını, saç, boyun, kol ve bacaklarını örtmeleri lâzım değildir. Müslüman adı taşıyan bazı kadınların, İslâm hanımı kıyafetini bırakıp, cariye, hizmetçi kıyafetini beğendikleri, esefle görülmektedir. (Tam İlmihal s. 166)
***
Sual: Çalışan kadının iş icabı ayağını ve kolunu açması câiz midir? Yabancı akrabalarla bir araya gelindiğinde kadın erkek beraber oturulabilir mi?
Cevap:
***
Sual: Çalışan kadının iş icabı ayağını ve kolunu açması câiz midir? Yabancı akrabalarla bir araya gelindiğinde kadın erkek beraber oturulabilir mi?
Cevap:
İmâm-ı Ebû Yûsüfe “rahmetullahi teâlâ aleyh” göre, ekmek pişirmek, çamaşır yıkamak [ve kaba olmayan avret yerlerinin açık olması lâzım gelen başka işler] için ücretle çalışmağa mecbur kalan muhtaç, esir, kimsesiz kadınlar [işçi ve memurlar], iş icab ettirdiği kadar, ayaklarını ve kollarını açabilir. Erkeklerin, bunları, iş için görmesi ve şehvetsiz bakması câiz olur. Baldız ve yengenin de yabancı kadın oldukları (Ni’met-i islâm)ın hac kısmında ve (Bahr-ül-fetâvâ)da ve (Alî efendi fetvâsı)nda yazılıdır. Bunların da saçına, başına, koluna, bacağına bakmak haramdır. Bunlar gibi yabancı akraba evine gidince veya onlar gelince, kadın erkek birlikte oturmak, gülüp neşelenmek câiz değildir. Beraber oturmak âdet olan ve haram olduğuna ehemmiyet verilmeyen yerlerde, fitne çıkarmamak ve akraba arasında düşmanlıklara yol açmamak için, kadınlar erkek akraba yanında ve sofrada örtülü olarak, kısa zaman oturur. Ciddi konuşulur. Bu görüşmenin kısa sürmesine ve seyrek olmasına ve bilhassa bir yerde yalnız bulunmamalarına çok dikkat etmelidir. Dinini bilen ve uyan, bilgili ve hâlis Müslümanlar, böyle birlikte hiç oturmamalıdır. Cahillerle münakaşa etmemeli, dinimiz böyle emir ediyor diye ısrar etmemeli, dünya işlerini ileri sürerek, tatlı söyleyip, akrabayı darıltmayarak, haramdan kaçınmağa çalışmalıdır. Köle de, sâhibi olan kadına yabancı erkektir. (Tam İlmihal s. 167)