Cevap:
Günah işleyecek kimsenin, bu günahtan vaz geçmesi, ya Allahü teâlâdan korktuğu veya insanlardan haya ettiği, utandığı yahut da başkalarının yapmasına sebep olmamak için olur. Allahü teâlâdan korkarak terk etmenin alameti, o günahı gizli olarak da işlememektir. İnsanlardan haya etmek, utanmak, onların kötülemelerinden korkmak demektir. Başkalarının günah işlemelerine sebep olmak, yalnız yapmaktan daha çok günahtır. Başkalarının bu günahı işlemelerinin günahları da, kıyamete kadar bunlara sebep olana yazılır. Bir hadîs-i şerifde;
(İnsan günahını dünyada gizlerse, Allahü teâlâ da, kıyamet günü, bu günahı kullarından saklar) buyuruldu.
Herkese vera sahibi olduğunu bildirmek için, günahını saklamak ve gizli olarak devam etmek, riya olur.
***
Sual: Başkaları günah işlemesin diye, onların hatırı için, sünnetleri, müstehabları terketmek uygun olur mu?
Cevap:
(İnsan günahını dünyada gizlerse, Allahü teâlâ da, kıyamet günü, bu günahı kullarından saklar) buyuruldu.
Herkese vera sahibi olduğunu bildirmek için, günahını saklamak ve gizli olarak devam etmek, riya olur.
***
Sual: Başkaları günah işlemesin diye, onların hatırı için, sünnetleri, müstehabları terketmek uygun olur mu?
Cevap:
Başkalarının günaha girmemeleri için, bir kimsenin mubahları terk etmesi iyi olur. Fakat sünnetleri, hatta müstehabları terk etmesi caiz olmaz. Mesela gıybet yapmamaları için, misvak kullanmayı terk etmek iyi olmaz.
***
Sual: Bir kimsenin, yaptığı ibadetleri başkalarına göstermekten veya onların duymasından haya etmesi, utanması doğru bir şey midir?
Cevap:
***
Sual: Bir kimsenin, yaptığı ibadetleri başkalarına göstermekten veya onların duymasından haya etmesi, utanması doğru bir şey midir?
Cevap:
İbadetlerini başkalarına göstermekten haya etmek, utanmak caiz değildir. Haya, günahlarını, kabahatlerini göstermemeye denir. Bunun için, vaaz vermekten, ilmihal kitabı yazmaktan, satmaktan, imamlık, müezzinlik yapmaktan, Kur’ân-ı kerim okumaktan haya etmek caiz değildir.
(Haya imandandır) hadîs-i şerifindeki haya, kötü, günah şeyleri göstermekten utanmak demektir. Müminin, önce Allahü teâlâdan haya etmesi lazımdır. Bunun için, ibadetlerini ihlas ile yapmalıdır.
***
Sual: Yolda yürürken, ayağımız, giydiğimiz mestten biraz çıksa, abdest bozulmuş olur mu?
Cevap:
(Haya imandandır) hadîs-i şerifindeki haya, kötü, günah şeyleri göstermekten utanmak demektir. Müminin, önce Allahü teâlâdan haya etmesi lazımdır. Bunun için, ibadetlerini ihlas ile yapmalıdır.
***
Sual: Yolda yürürken, ayağımız, giydiğimiz mestten biraz çıksa, abdest bozulmuş olur mu?
Cevap:
Ayağın topuğu, mestin topuğundan çıkınca, mest ayaktan çıktı sayılır. Fakat ekseri kitaplar, ayağın yarıdan fazlası, mestin topuk kemikleri hizasından yukarı çıkmadıkça, ayaktan çıktı sayılmaz diyor. Buna göre, mest geniş olup, yürürken, topuğu mestten çıkıp, giren kimsenin meshi caiz olur. Yürürken abdesti bozulmaz.
***
Sual: İnsanları sıkıntıya sokacak, anlamaları zor olan veya fitneye sebep olacak olan nasihatleri yapmak, dinimizce uygun olur mu?
Cevap:
***
Sual: İnsanları sıkıntıya sokacak, anlamaları zor olan veya fitneye sebep olacak olan nasihatleri yapmak, dinimizce uygun olur mu?
Cevap:
Fitneye sebep olacak nasihati yapmamalıdır. Gücü, kuvveti, salahiyeti olan nasihat etmez ise, Müdahene olur ki, haramdır. Gücü yettiği halde, fitne çıkarmamak için nasihat etmezse, Müdara denir ki, caiz olur. Hatta müstehab olur. Güç kullanmak, devlet adamlarının vazifesidir. Alay edenlere, zarar yapacaklara nasihat verilmez. Nasihat, birinin yüzüne karşı olmamalı, umumi olarak, ortadan söylemelidir. Hiç kimse ile münakaşa etmemelidir. Resûlullah efendimize biri geldi. Onu uzaktan görünce;
(Kabilesinin en kötüsüdür) buyurdu. Odaya girince, gülerek karşılayıp, iltifat eyledi. Gidince, hazret-i Aişe, sebebini sordu.
(İnsanların en kötüsü, zararından kurtulmak için yanına yaklaşılmayan kimsedir) buyurdu. O, Müslümanların başında bulunan bir münafık idi. Müslümanları onun şerrinden korumak için müdara buyurdu. Fıskı, fuhşu, zulmü açık, yani herkes arasında yayılmış olanı başkalarına söylemek Gıybet olmayacağı ve şerrinden korunmak için müdârâ caiz olduğu buradan anlaşılmaktadır. Künûz kitabındaki hadîs-i şerifte;
(İnsanlara müdara için gönderildim) buyuruldu.
Dini ve dünyayı korumak için dünyalık vermeye Müdara denir. Dünyalık ele geçirmek için dini vermeye ise Müdahene denir. Tatlı dil ile iyilik ve hatta yalan söyleyerek gönül almak, dünyalık vermek olur. Müslümanların, gizli yaptıkları büyük günahlarını görünce, örtmek lazımdır. Başkalarına söylerse, Kazf olur. Zan ile, iftira ile söylemek ise, daha büyük günahtır.
***
Sual: Kız ve erkek çocukların yatak odalarını kaç yaşından itibaren ayırmalıdır?
Cevap:
(Kabilesinin en kötüsüdür) buyurdu. Odaya girince, gülerek karşılayıp, iltifat eyledi. Gidince, hazret-i Aişe, sebebini sordu.
(İnsanların en kötüsü, zararından kurtulmak için yanına yaklaşılmayan kimsedir) buyurdu. O, Müslümanların başında bulunan bir münafık idi. Müslümanları onun şerrinden korumak için müdara buyurdu. Fıskı, fuhşu, zulmü açık, yani herkes arasında yayılmış olanı başkalarına söylemek Gıybet olmayacağı ve şerrinden korunmak için müdârâ caiz olduğu buradan anlaşılmaktadır. Künûz kitabındaki hadîs-i şerifte;
(İnsanlara müdara için gönderildim) buyuruldu.
Dini ve dünyayı korumak için dünyalık vermeye Müdara denir. Dünyalık ele geçirmek için dini vermeye ise Müdahene denir. Tatlı dil ile iyilik ve hatta yalan söyleyerek gönül almak, dünyalık vermek olur. Müslümanların, gizli yaptıkları büyük günahlarını görünce, örtmek lazımdır. Başkalarına söylerse, Kazf olur. Zan ile, iftira ile söylemek ise, daha büyük günahtır.
***
Sual: Kız ve erkek çocukların yatak odalarını kaç yaşından itibaren ayırmalıdır?
Cevap:
On yaşına gelen kız ve erkek çocukların yatak odalarını birbirinden ve ana babalarından ayırmalıdır.
Sual: Ana, babanın dışında din büyüklerinin, alimlerin de eli öpülür mü?
Cevap: Alimin, ana babanın eli öpülür, başkasının öpülmez. Arkadaş ile karşılaşınca elini öpmek haramdır.
***
Sual: Kendimizden yaşça ve ilim bakımından büyük olanlar, bulunduğumuz yere geldiği zaman, onları ayağa kalkarak mı karşılamalıdır?
Cevap:
Sual: Ana, babanın dışında din büyüklerinin, alimlerin de eli öpülür mü?
Cevap: Alimin, ana babanın eli öpülür, başkasının öpülmez. Arkadaş ile karşılaşınca elini öpmek haramdır.
***
Sual: Kendimizden yaşça ve ilim bakımından büyük olanlar, bulunduğumuz yere geldiği zaman, onları ayağa kalkarak mı karşılamalıdır?
Cevap:
Büyükler geldiği zaman, ayağa kalkarak karşılamak müstehabdır. Kendi gelince, kendisi için ayağa kalkılmasını sevmek mekruhtur.