Cevap: Fıkıh kitaplarında imama uymanın doğru ve sahih olması için, şu on şart bildirilmektedir:
1-Namaza dururken, tekbiri söylemeden önce, hem hangi vaktin farzı kılınacaksa o namaza, hem de imama uymaya niyet etmektir. İmamın kim olduğunu niyet etmek lazım değildir.
2-İmamın, kadınlara imam olmaya niyet etmesi lazımdır. İmamın erkeklere imam olmaya niyet etmesi lazım değildir. Fakat niyet ederse, kendisi cemaatin sevabına da kavuşur.
3-Cemaatin topuğu, imamın topuğunun gerisinde olmak.
4-İmam ile cemaat, aynı farz namazı kılmak. Farzı kılmış olan kimse, tekrar imama uyunca, imam ile kıldığı nafile olur.
5-İmam ile cemaat arasında, kadın safı bulunmamak. Kadınlar bir saftan az olup arada perde varsa veya alçakta, yüksekte iseler caiz olur.
6-İmamın kendisini görse, yahut sesini işitse, aradaki duvar mani olmaz. Arada kayık geçecek nehir ve araba geçecek yol mani olur. Yolda veya nehirdeki köprüde iki saf imama uyunca, arkadakilerin de namazı sahih olur.
7-İmama uymanın sahih olması için, imamın veya müezzinin sesini işitmek yahut bunları görmek veya cemaatin hareketlerini görmek lazımdır. İmama uymak için, imamı işitmeye, görmeye elverişli penceresi olmayan duvar arada olmamalıdır.
8-İmam hayvanda, cemaat yerde veya bunun tersi olmamak.
9-İmam ile cemaat, yapışık olmayan ayrı iki gemide bulunmamak.
10-Başka mezhepteki imama uyan cemaatin, kendi mezheplerine göre namazı bozan bir şeyin, imamda bulunduğunu bilmemesi lazımdır. Mesela, imamdan kan akması veya başının dörtte birinden az miktarını mesh etmesi, Hanefi mezhebinde caiz olmadığından, böyle yaptığı bilinen bir Şafii imama uymak alimlerin çoğuna göre caiz olmaz. Şafii imamdan kan aktığı görülse, sonra imam bir zaman kaybolup tekrar gelse, buna uyulur. Çünkü, o zamanda abdest almış olabilir. Hüsn-i zan etmek iyidir.
***
Sual: Su ile abdest alan bir kimse, toprakla teyemmüm yapan birine imam olup namaz kıldırabilir mi?
Cevap: Su ile abdest alan bir kimse, teyemmüm etmiş olana, namazını ayakta kılan, oturarak kılana ve nafile namaz kılan da, farz kılana uyabilir. Dinini bilen bir imam arayıp ona uymalıdır.
***
Sual: Bedendeki maddeler de dengeye geldikten ve İslâmiyete uymayan taşkınlıkları kalmadıktan sonra, bunlarla cihad etmek nasıl olur? Mutmainne olan nefs ile cihad yapılmadığı gibi, bu maddelere karşı da cihad yapmak lüzumu ortadan kalkmaz mı?
Cevap: İmam-ı Rabbani hazretleri Mektûbât kitabının ikinci cild 50. mektupta buyuruyor ki: Nefsin mutmainne olması ile bedendeki maddelerin dengeye gelmeleri, birbirine benzemez. Nefs mutmainne olunca, yok gibi olur. Âlem-i emrden olan beş latife nasıl yok gibi oluyorlarsa, nefs de böyle olur. Bedendeki maddelerin, dünyada kaldıkça, İslâmiyetin ahkâmına uymaları lâzım olduğundan sekr ve istihlâk ile ilgileri yoktur. İstihlâk olanda, yani benliği yok olanda, emre karşı durmak, taşkınlık etmek kalmaz. Sahv hâlinde olan, yani benliği, şuuru gitmeyen ise, emirlere uygunsuz davranabilir. Bu davranış her emre karşı değildir ve çeşitli faydalara sebep olmaktadır. Bu davranış, Allahü teâlânın lütuf etmesi ve koruması ile, yalnız müstehabları yapmamak olup, bundan ileriye gitmez. Bundan dolayı, dengeye gelmiş olan beden maddelerine karşı cihad yapılabilir. Mutmainne olan nefs ile cihad yapmak ise câiz değildir. (Tam İlmihal s. 951)