Cevap: Çocuklar küçükken, ana, babalarına tabi olurlar. Büluğa erince, ana, babalarına bağlı olarak Müslüman kalmazlar. Bu sebeple ana, babalar, çocukları büluğa erince onlara imanın şartlarını, İslâmiyeti anlatıp iman etmelerini sağlamalıdırlar, aksi hâlde mürtet olurlar. Bu konuda İbni Âbidînde deniyor ki:
“Kız küçük iken; anasına, babasına tabi olarak Müslümandır. Baliğa olunca, anasının, babasının dinine tabi olması devam etmez. İslâmiyeti bilmeyerek baliğa olunca, mürted olur. İman edilecek altı şeyi öğrenip inanmadıkça ve İslâmiyete uymak lazım olduğuna inanmadıkça, Kelime-i tevhid söylese, yani Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah dese de, Müslümanlığı devam etmez. 'Âmentü billâhi...'de bulunan altı şeyi öğrenip, bunlara inanması ve Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını kabul ettim demesi lazımdır.”
İbni Âbidîn hazretlerinin bu sözünden anlaşılıyor ki, bir kâfir, Kelime-i tevhid söyleyince ve bunun manasına kısaca inanınca, o anda Müslüman olur. Fakat, her Müslüman gibi, bunun da, imkân bulunca;
“Âmentü billâhi ve Melâiketihi ve Kütübihi ve Rüsülihi vel Yevmil-âhiri ve bil Kaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel-ba'sü ba'delmevti hakkun, eşhedü en lâilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlühü” diye Amentünün esaslarını ezberlemesi, manasını ve İslam bilgilerinden kendisine lazım olanları iyice öğrenmesi lazımdır.
Bir Müslüman çocuğu da, bu altı şeyi ve İslâm bilgilerini öğrenmez ve inandığını söylemezse, âkıl ve bâliğ olduğu zaman, mürtet olur. İman ettikten sonra, İslâm bilgilerini, yani farzları, haramları, abdesti, guslü ve namaz kılmasını, avret mahallini örtmesini hemen sorup öğrenmesi de farz olur. Sorduğu kimsenin öğretmesi veya hakiki din kitabı bildirmesi, buna da farz olur. Soracak kimseyi veya kitabı bulamazsa araması farz olur. Aramazsa kâfir olur. Buluncaya kadar bilmemesi özür olur. Farzları vaktinde yapmayan ve haram işleyen Cehennemde azap görecektir.
***
Sual: Sayısı en çok olan mahluk, hangileridir?
Cevap: Sayısı en çok olan mahluk meleklerdir. Bunların sayılarını Allahü teâlâdan başka kimse bilmez.
***
Sual: Ahkâm-ı İslâmiyye ve farz ne demektir farzın çeşitleri var mıdır?
Cevap: İslâm dininin bildirdiği emirlere ve yasaklara (Ahkâm-ı İslâmiyye) veya (İslâmiyet) denir. Ahkâm-ı İslâmiyye sekizdir: Farz, vacib, sünnet, müstehab, mubah, haram, mekruh, müfsid.
Farz odur ki, onu Allahü azîm-üş-şân buyurmuş ola. Ve buyurduğu şüphesiz delil ile, belli olmuş ola. Yani âyet-i kerimeden açıkça anlaşılmış ola. İnanmayan, ehemmiyet vermeyen kâfir ola. İman, Kur’ân, abdest almak, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, cünüplükten gusül etmek [yani boy abdesti almak] gibi.
Farz dahi üç nev’dir: Farz-ı dâim, farz-ı muvakkat, farz-ı alel-kifâye. Farz-ı daim (âmentü billâhi)yi sonuna kadar ezberleyip ve manasını bilip ve inanıp, daimi itikat etmeğe derler. Farz-ı muvakkat, amelin vakti geldikte, işlediğimiz farz olan amellere derler. Beş vakit namaz kılmak ve Ramazan-ı şerif ayında oruç tutmak ve sanatına ve ticaretine lâzım olan din ve fen bilgilerini öğrenmek gibi. Farz-ı alel-kifâye, onu, elli kişiden veya yüz kişiden biri işlese, sairlerden sakıt olur. Verilen selâmın cevabını söylemek gibi. Ve cenaze namazı kılmak ve cenazeyi gasletmek gibi, sarf ve nahv okumak ve hâfız olmak ve vücuh ilmini öğrenmek ve sanatına, ticaretine lâzım olandan ziyade din ve fen bilgilerini öğrenmek gibi. Ve dahi, bir farz içinde, beş farz vardır. Bu farzlar, ilm-i farz, amel-i farz, miktar-ı farz, itikad-ı farz, ihlâs-ı farz, inkâr-ı farzdır. İnkâr-ı farz küfürdür. (İslâm Ahlâkı s. 205)