Cevap: Konu ile alakalı olarak Hamza Efendi risâlesi şerhinde deniyor ki:
“Ödünç verirken, zaman tayin etmemelidir. Çünkü, zaman tayin ederse, malı, misli ile veresiye satmış olur. Bu ise faiz olur. Senede ödeme tarihi koymamakla, ödünç veren verdiğini geri almak hakkına her zaman malik olmakta, belli bir zamanı beklemek zorunda kalmamaktadır. Zaman tayin etmeksizin ödünç vermeli ve arzu ettiği zaman isteyip geri almalıdır. Cahillerin, ödünç verilen şeyin ödenmesi istenirse, sevabı kalmaz demeleri, doğru değildir. Kalp kırmayarak, başa kakmayarak, hakkını istemek caizdir. Kalp kırmak, ayrı bir günahtır.”
***
Sual: Kendi mezhebinde farz olmayıp da başka mezhepte farz olan bir şeyi, yapmak iyi olur mu?
Cevap: Bu konuda İbni Âbidînde abdesti bozanlarda deniyor ki:
“Kendi mezhebinde mekruh olmayan bir şey, başka mezhepte farz ise, bunu yapmak müstehabdır.”
***
Sual: Hanefi mezhebinde olan bir Müslümanın, kendi mezhebinde çıkış yolu olmadığı zaman hangi mezhebi taklit etmesi evladır?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde deniyor ki:
“Hanefi mezhebinde olanın, Maliki mezhebini taklit etmesi evladır. Çünkü, İmam-ı Malik hazretleri, İmâm-ı a'zam hazretlerinin talebesi gibidir. Bir meselede, Hanefi mezhebinde, bir kavil bulunmadığı zaman, Hanefi mezhebi âlimleri, Maliki mezhebine göre fetva vermişlerdir. Mezhepler içinde, Hanefiye en yakın olanı, Maliki mezhebidir.”
***
Sual: Bir kimse, yemeğe davet ettiği kişiye, istediğin kadar ye ve dilediğine de ver, hepsi helal olsun dese, bu kimsenin yedikleri ve alıp götürdükleri helal olur mu?
Cevap: Bu konuda Dürret-ül-beydâ kitâbında deniyor ki:
“Yemeğe çağrılan kimseye, malımdan istediğin kadar ye, al ve dilediğine ver, hepsi helal olsun denilse, yedikleri helal olur. Aldıkları ve başkasına verdikleri helal olmaz. Çünkü, miktarı bilinmeyen taamın yemesini helal etmek caizdir. Fakat miktarı bilinmeyen malı almak için vekil etmek ve meçhul ve ayrı olarak teslimi mümkün olan malı ayırmadan hediye etmek sahih değildir.”
***
Sual: Farzları, sünnetleri beğenmeyenin imanı gider mi?
Cevap: Farzları, sünnetleri, beğenmemek küfür olur.
***
Sual: Namazı bitirince mesela öğle namazının son sünnetini de kıldıktan sonra, neler okunur, bu okunanların bir sırası var mıdır, nelere dikkat edilmelidir?
Cevap: Bu konuda Miftâh-ul Cennet kitabında namazın adâbı anlatılırken buyuruluyor ki:
“1- Yalnız kılmış olan veya imamla kılan kimse, selamdan sonra, Allahümme entesselâmü ve minkes-selâmü tebârekte yâ zel-celâli vel-ikrâm demek. Bundan sonra, üç kerre Estagfirul-lahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüv elhayyelkayyûme ve etûbü ileyh demek. Buna İstiğfar duası denir.
2- Bundan sonra, Âyetel-kürsî okumak.
3- Otuzüç kere Sübhânallah demek.
4- Otuzüç kere Elhamdülillah demek.
5- Otuzüç kere Allahü ekber demek.
6- Bir kere Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîkeleh lehül mülkü ve lehülhamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr demek.
7- Kolları ileri uzatıp, ellerini duanın kıblesi olan Arş'a açıp, dua etmek.
8- Dua sonunda âmin demek.
9- Duanın sonunda elini yüzüne sığamak, sürmek.
10- Sonra, her birinde Besmele çekerek, onbir İhlâs-ı şerîf okumak. Sonra birer Kul'e'ûzü okumak ve 67 Estağfirullah diyerek yetmişe tamamlamak, on kerre, Sübhânallah ve bi-hamdihi sübhânallahil'azîm demek. Sonra Sübhâne Rabbike.. âyetini okumaktır. Bunlar, Merâkıl-felâh kitabında da yazılıdır. Hadîs-i şerifte;
(Beş vakit farz namazdan sonra yapılan dua kabul olur) buyuruldu. Fakat dua, uyanık kalp ile ve sessiz yapılmalıdır.”
***
Sual: Duayı, yalnız namazlardan sonra toplu olarak mı yapmalıdır veya her zaman yalnız olarak da dua edilebilirse nelere dikkat edilmelidir?
Cevap: Duayı yalnız namazlardan sonra veya belli zamanlarda yapmak ve belli şeyleri ezberleyip okumak, şiir okur gibi dua etmek mekruhtur. Dua bitince, elleri yüze sürmek sünnettir. Resûlullah efendimiz, tavaf yaparken, yemek yedikten sonra ve yatarken de dua ederdi. Bu dualarında kolları ileri uzatmaz ve ellerini yüzüne sürmezdi. Duanın ve her zikrin sessiz olması efdaldir. Duaları ve istiğfarı, abdestli okumak müstehabtır. Bazılarının yaptıkları gibi, raksetmek, dönmek, el çırpmak, def, dümbelek, ney, saz çalmak söz birliği ile haramdır. Cemaatin imam ile birlikte, sessizce dua etmeleri efdaldir. Ayrı ayrı dua yapmaları ve dua etmeden kalkıp gitmeleri de caizdir.