Bir şeyin başlangıcı, sonunun habercisidir. Onun için doğmak da ölmenin habercisidir. Hayat herkes için olduğu gibi bizim için de bitecektir.
Eskiden bir mübarek zat vefat ettiği zaman, aile efradına baş sağlığına gittiklerinde, (Mâte Resulullah) yani (Resulullah vefat etti) derlermiş. Yani Allahü teâlânın habibi, sevgilisi olan Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem” vefat ettiyse herkes vefat edecek. Eğer bu dünya kalmaya değer bir yer olsaydı, Allahü teâlâ en sevdiği kulunu burada bırakırdı. Demek ki sıra hepimize gelecek. Nefes sayısı bellidir. Ne bir saniye ileri, ne bir saniye geri gider.
Âhirete müflis olarak gitmemek için çalışmalı. Çünkü müflis, (Hakkım var) diye gidip de eli boş dönendir. Yani iflas edendir.
Resulullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, Eshab-ı kirama, (Müflis kime denir bilir misiniz?) diye sorduğunda, (Bizim bildiğimiz müflis, parası, malı kalmayan kimsedir) dediler. Buyurdu ki:
(Esas müflis, şu kimsedir ki, kıyamette, defterinde pek çok namaz, oruç ve zekât sevabı bulunur. Fakat, bazılarına çeşitli yönden zararı dokunmuştur. Sevapları, bu hak sahiplerine dağıtılır. Hakları ödenmeden önce sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilip Cehenneme atılır.)
Eshab-ı kiram, Resulullah efendimiz bunu bildirdiği için, nefes almakta âdeta zorlanırlar, belki boş bir söz söyleriz diye sükut ederlerdi.
Ya hayır konuş ya da sus!
Hazret-i Ebu Bekir “radıyallahü anh” Allahü teâlânın razı olmadığı bir şeyi söylememek için, mübarek ağzına taş koyardı. Faydalı bir şey söyleyeceği zaman, taşı çıkarırdı. Allahü teâlâdan o kadar çok korkardı ki, bir kuş görüp, (Ey kuş ne mutlu sana ki meyveleri yersin. Yapraklar arasında gölgelenirsin. Kıyamette hesaba çekilmezsin. Keşke, Ebu Bekir de senin gibi olsa idi) demişti.
Bir kere de, (Keşke bir yeşil ot olaydım. Hayvanlar beni yiyeydi. Böylece, kıyamet günü yaratılıp hesaba çekilmeseydim) buyurdu.
Eskiden bir mübarek zat vefat ettiği zaman, aile efradına baş sağlığına gittiklerinde, (Mâte Resulullah) yani (Resulullah vefat etti) derlermiş. Yani Allahü teâlânın habibi, sevgilisi olan Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem” vefat ettiyse herkes vefat edecek. Eğer bu dünya kalmaya değer bir yer olsaydı, Allahü teâlâ en sevdiği kulunu burada bırakırdı. Demek ki sıra hepimize gelecek. Nefes sayısı bellidir. Ne bir saniye ileri, ne bir saniye geri gider.