Her işini Allah için yapandan, hem Cenab-ı Hak razı olur, hem de dünya ona hizmetçi olur. Eğer dünya için, nefsi için yaparsa, Allahü teâlâ bundan razı olmaz. Dünyaya da kavuşamaz. Nihayet onu da bir türlü yakalayamaz. Çünkü o hep kaçar. Neye faydası var? İnsanın ömrü, hep koşmakla geçiyor, yetişmek için geçiyor, ama bir türlü elde edemiyor. Buna hayat denmez. Dünyalık için çalışmamalı. Sadece Allah'ın rızasını kazanmak için çalışmalı, Cenab-ı Hakk’ın bir kulu daha ateşte yanmasın diye uğraşmalı. O zaman dünyalık da, kendiliğinden gelir.
Mescidlerde beraber olmaya çalışmalı. Çünkü Cenab-ı Hak mescidde bir araya gelen müminleri Cennette de beraber edecektir biiznillah.
Herkes rahat ve huzuru yakalamak için, dünyalık peşinde koşar. Hâlbuki rahat ve huzurun yeri, mescidlerdir. Çünkü Peygamber efendimiz, (Allahü teâlânın yeryüzünde en çok sevdiği yer mescidlerdir) buyuruyor.
Mescidlerde Müslümanın hâli, balığın sudaki hâli gibidir. Balık sudan çıkarsa ne olur? Çırpınır durur, sonra ölür. Mümin, mescidsiz yaşayamaz. Fâsık zaten camiye gelmez. Münafığın mesciddeki hâli, kafesteki kuşa benzer. (Kafesin kapısı açılsa da, kaçsak) der. Mescidlerden zevk alan, huzur bulan, bahtiyar insandır.
Peygamber efendimiz, bir şeye üzülünce, namaz vakti olmadığı hâlde namaza dururdu ve Eshab-ı kiram, onun namazda rahat ettiğini bildikleri için, (Resulullah efendimiz yine bir şeye üzülmüş) derlerdi. Şimdi derdi olan, ona buna koşuyor. Allah’a niye gitmez ki? (İsteyin vereyim, dua edin kabul edeyim) buyuruyor. Vallahi Allah var, billahi var. Bizi yoktan var etmiştir. Bizi varlıkta durduran ve yok edecek, sonra tekrar diriltecek olan yine Odur.
Enes bin Malik hazretleri, Ebu Musel Eşari hazretleriyle yola çıkar. Bakarlar, bir kalabalık var. Merak edip onlara katılırlar. Onların başındaki adam oradaki birine onu ikna etmek, ona bir şeyler yaptırmak ve onun gönlünü almak için nasıl yalvarıyor! Bunların hâlini gören Ebu Musa hazretleri, (Tez buradan gidelim) der. Enes bin Malik hazretleri, dışarı çıkınca (Ne oldu?) diye sorar. Ebu Musa hazretleri buyurur ki:
- Allah'tan korkmalı kardeşim. Kul, kula yalvarıyor. O kul, Allah’a yalvarsaydı, on defa bu iş hâllolurdu. Bu gaflet niye?