CEVAP
İnsan, bir işin neticesinin iyi mi, kötü mü olacağını bilemez. Muhakkak şu işim olsun diye ısrar etmemeli, “Hayırlıysa olsun” demeli. Kur’an-ı kerim ve dua, şartları gözetilerek okunursa, fayda verir. Okuyanın ve hastanın buna inanması gerekir. Kur’an-ı kerimin her harfi şifadır, dileklere devadır. Allahü teâlâ, (Kur’an-ı kerim, müminler için şifa ve rahmettir) buyuruyor. Çocuğu olmayan, evlenmek isteyen veya herhangi bir dileği olan şunları yapmalıdır:
1- İstiğfar okumalı. (Malım çok, ama çocuğum olmuyor. Ne yapayım?) diyen kişiye, bir sahabi istiğfara devam etmesini söyledi. O da günde 700 defa istiğfar okudu. Nihayet on çocuğu oldu. Hasan-ı Basri hazretlerine, kıtlıktan, fakirlikten, çocuğunun olmadığından şikâyette bulunuldu. Hepsine de istiğfar etmesini söyledi. Sebebi sorulunca, Kur’an-ı kerimden üç âyet-i kerime okudu. Meali şöyle:
(Çok affedici olan Rabbinize istiğfar edin ki, gökten bol yağmur indirsin; size, mal ve oğullarla yardım etsin, sizin için bahçeler, ırmaklar versin.) [Nuh 10–12]
Çocuklarını idarede sıkıntı çeken kişiye Peygamber efendimiz, (Neden istiğfar etmiyorsun? Ben günde yüz defa istiğfar ederim) buyurmuştur. İstiğfar edileceği zaman yüz defa (Estağfirullah min külli mâ kerihallah, Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh) demeli ve manasını düşünerek söylemeli. Manası şöyledir:
(Razı olmadığın şeylerden, yaptıklarımı affet ve yapmadıklarımı yapmaktan koru! Kendisinden başka ilah bulunmayan Hay, Kayyum ve Azim olan Allah’a istiğfar eder ve günahlarıma pişman olup O’na sığınırım.) [Azim, zatı ve sıfatları kemalde; Hay, ezelî ve ebedi bir hayatla diri olan; Kayyum, zatıyla kaim olan, yarattığı her şeyi varlıkta durduran demektir.]
2- Dileğine kavuşmak için, iki rekât namaz kılıp, sevabını silsile-i aliyye denilen âlimlerin ruhuna hediye etmeli, bunların hürmeti için diye dua etmeli. Mesela, (Yâ Rabbi, hayırlı bir çocuk nasip eyle) diye dua edip, (Bu duamı Silsile-i aliyye büyükleri hürmetine kabul eyle) demeli. (Mekatib-i şerife)
Sabah ve yatsı namazından sonra Silsile-i aliyye’nin isimlerini, sonra Fatiha okuyarak ruhlarına gönderip, onları vesile ederek yapılan dua kabul olur. Tecrübe edilmiştir.
3- Ayât-i hırz, usulüne uygun okunur ve yanında taşınırsa, murat hâsıl olur.
4- Adakta bulunmalı. Mesela, (Şununla evlenirsem veya şu işim olursa, sevabı Seyyidet Nefise hazretlerine olmak üzere, Allah için, üç Yasin okumak nezrim olsun) denince, bu dileğin kabul olduğu tecrübe edilmiştir.
5- Dua izinli okunmalı! Bir hacetin hâsıl olması için dua okunurken, tesir etmesi, üstadın izniyle okumalı. Üstad vefat etmişse, kitabından öğrenip okumak da izin almak olur. İzin alan, izin verenin vekili olur. Vekilin okuması, üstad gibi tesirli olur.
6- Kör bir zat gelip, (Ya Resulallah! Allahü teâlâya dua et, gözlerim açılsın) dedi. Peygamber efendimiz de, (Güzel bir abdest al! Sonra, “Yâ Rabbi! Sana yalvarıyorum. Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam, seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi, bu yüce Peygamberi bana şefaatçi eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!”) duasını okumasını söyledi. O da, abdest alıp dua etti. Hemen gözleri açıldı. (Tirmizi) Bu duayı okuyanlar, maksatlarına kavuşmuşlardır.
7- Abdülehad Serhendi hazretleri buyuruyor ki:
(70 kere, “Yâ Allah, Yâ Rahman, Yâ Rahîm, Yâ Kaviyyü, Yâ Kâdir” okuyup da dua eden, ne isterse istesin, Cenâb-ı Hak duasını kabul eder ve ne muradı varsa verir.) Bu duayı kırk gün okumalıdır.
8- Hacet namazı kılınmalıdır. Hacet namazı birkaç şekilde kılınır:
1- Eshab-ı kiramdan Osman bin Huneyf hazretleri anlatır: Gözleri görmeyen bir kimse, gözlerinin açılması için Resulullaha ricada bulundu. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Abdest al, iki rekât namaz kıl ve şöyle dua et: “Allahümme innî es’elüke ve eteveccehü ileyke bi-Nebiyyike Muhammedin Nebiyyirrahmeti.” Sonra, gözlerinin açılması için, “Yâ Rabbi, Resulünün hürmeti için gözlerimi aç!” diye dua et!) [Nesai]
O kişinin, namaz kılıp dua ettikten sonra, gözlerinin açıldığını gördük. (Tergib)
2- Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’tan veya insanlardan bir isteği bulunan, güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılsın! Sonra Allahü teâlâya hamd etsin, Resulüne salevat getirip, şu duayı okusun!
(Lâ ilâhe illâllah-ül-halîm-ül-kerîm. Sübhânallahi Rabb-il-arş-il-azîm. Elhamdü lillâhi Rabbil âlemin. Es’elüke mûcibâti rahmetike ve azâimi mağfiretike vel ganîmete min külli birrin vesselâmete min külli ismin lâ teda’ lî zenben illâ gafertehü velâ hemmen illâ ferrectehü velâ hâceten hiye leke rıdan illâ kadaytehâ yâ erhâmerrâhimîn.) [Halebi] [Bu duayı İslam harfleriyle yazıp doğru olarak okumak gerekir.]
Hacet namazı iki, dört veya on iki rekât olarak kılınır. Birinci rekâtta Fatiha ve üç Âyet-el kürsi okunur, diğer rekâtlarda Fatihayla birer kere İhlâs ve Muavvizeteyn [iki kul e’ûzü] okunur. Yahut her rekâtta Fatiha, Âyet-el-kürsi ve İhlâs okunur.
3- Bir başka hacet namazı da şöyle:
Yatsı namazını kılıp vitri kılmadan önce, dört rekât namaz kılınır. Birinci rekâtta bir Fatiha, üç Âyet-el-kürsi okunur. İkinci rekâtta Fatihadan sonra üç İhlâs ve Muavvizeteyn [yani iki kul e’ûzü] okunur. Üçüncü rekâtta ilk rekâtta okunanlar okunur. Dördüncü rekâtta ise ikinci rekâtta okunanlar okunur. Namazdan sonra dileğini ister. (İmad-ül-islam)
Türkçe olarak şöyle dua etmek de olur:
(Ya Rabbi! Sana yalvarıyorum. Âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi! Bu yüce Peygamberi bana şefaatçi eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!)
Bu duayı müslümanlar, her zaman okuyup maksatlarına kavuşmuşlardır. Bu duaları bir kere okuyup bırakmamalı. Kırk gün ve daha fazla kadar devam etmek iyi olur.
Duanın kabul olması için
Duanın kabul edilmesi için bazı şartlar vardır. Duanın kabul edileceğinden şüphe etmemeli, şartlarına riayet edilip edilmediğinden şüphe etmelidir. Gereken şartlara riayet etmeden duanın kabul edilmesini beklemek uygun olmaz.
Önce çalışmak, sonra dua dinin esası,
Kabul edilir ancak, çalışanın duası!
Duanın kabul edilmesi için şartlardan bir kısmı şöyle:
Haram lokmadan sakınmalıdır.
İtikadı düzgün olmalıdır.
Dualarım niçin kabul olmuyor dememelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, duanızı kabul eder. Dua ettim, hâlâ duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allahü teâlâdan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden istiyorsunuz.) [Buhari]
İstenilen şeyin olmaması, duanın kabul olmadığını göstermez. Onun için duaya devam etmeli! Duanın kabulünün gecikmesinin başka sebepleri de vardır. Bir hadis-i şerif meali:
(Mümin dua edince, Allahü teâlâ, Cebrail’e, “Ben onu seviyorum, isteğini hemen yerine getirme!” Facir [günahkâr] dua edince de, “Ben onun sesini sevmiyorum. İsteğini hemen yerine getir” buyurur.)
Şu halde, duanın kabulünün gecikmesi zararlı değildir.
Bela gelmeden önce çok dua etmelidir.
Duaya hamd ve salevatla başlamalıdır.
Yalvararak dua etmelidir.
Sebeplere yapışmadan istemek kuru bir temennidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir.) [Deylemi]
Günah işlemeyen dille dua etmelidir. Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâya günah işlemeyen dille dua edin) buyurdu. Böyle bir dilin nasıl bulunacağı sual edilince, (Birbirinize dua edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir) buyurdu. (Tergib-üs-salât)
Duayı yalnız namazlardan sonra ve belli zamanlarda yapmak mekruhtur. Her fırsatta dua etmelidir! Bilhassa şerefli vakitleri ve şerefli halleri kaçırmamalı, fırsat bilmelidir!
Duanın makbul olduğu zamanlar
Ezan okunurken ve ezanla kamet arasında yapılan dua, Kur’an-ı kerim okunurken, Kur’an-ı kerim hatmedilince, Kâbe-i şerifi görünce, yağmur yağarken, düşmanla karşılaşınca, zulme uğrayınca, cemaat halindeyken, farz namazlardan sonra, kalbde incelik hissedildiği an, Cuma günü, Recebin ilk, Şaban’ın 15. gecesi, Bayramın birinci gecesi, Arefe günü, Ramazan güneri, iftar zamanı ve seher vaktinde edilen dualar makbuldür.
Dua ederken, Esma-i hüsnayla ve ism-i a’zamla okumak, bid’atlerden sakınmak, gafletten uzak, uyanık olmak, helal yiyip içmek, haramlardan kaçmak lazımdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ezanla kamet arasında dua makbuldür.) [Tirmizi]
(Kur’anı hatmedenin duası makbuldür.) [Beyheki]
(Rikkat [Kalb inceliği ve yumuşaklığı] halinde duayı ganimet bilin.) [Deylemi]
(Hac yapanların, duaları kabul olur.) [Taberani]
(Kur’an ve ezan okunurken, düşman ordusuyla karşılaşınca, yağmur yağarken, zulme uğrayınca dualar kabul olur.) [Taberani]
(Bir cemaatten bir kısmı dua eder, ötekiler de âmin derse o duayı, Allah kabul eder.) [Hakim]
(Beş vakit namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.) [Buhari]
(İsm-i a’zamla edilen dua makbuldür.) [İbni Mace]
(Her gece seher vakti, Allahü teâlâ buyurur ki: İstiğfar eden yok mu, affedeyim. İsteyen yok mu, vereyim, duasını kabul edeyim.) [Müslim]
(Allahü teâlâya yakararak edilen dua makbuldür.) [Ebu Ya’la]
(En efdal dua, Arefe günü yapılandır.) [Beyheki]
(Şu beş gecede yapılan dua kabul olur: Regaib, Berat ve Cuma gecesiyle Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi.) [İbni Asakir]
(Bid’at ehlinin duası kabul olmaz.) [İbni Mace]
(Gafletle yapılan dua kabul olmaz.) [Tirmizi]
(Bir lokma haram yiyenin, kırk gün duası kabul olmaz.) [Taberani]
Namaz kılmayanın, haram işleyenin ve kalbi gafil olanın duası kabul olmaz. Ehl-i sünnet itikadında olmayanın okuması fayda vermez. Hak teâlâ, her şeyi bir sebeple yaratmaktadır. Bir şeye kavuşmak isteyen, o şeyin sebebine yapışmalıdır. Rabbimiz, insana sıhhat, şifa vermek için, dua etmeyi, sadaka vermeyi ve ilaç kullanmayı sebep yapmıştır.