CEVAP
Hayır, (Teknolojiyi ölçülü kullanmalı) denmek isteniyor. (TV’nin karşısına geçip her programı seyreden veya bilgisayarla meşgul olup yemek yemeyi, tuvalete gitmeyi bile unutan kimse, vaktini öldürmüş olduğu gibi, ibadete de vakit bulamaz) demektir. Gece gündüz bilgisayarın başından kalkmayıp felç olanları işitiyoruz. Her şeyi ihtiyaç kadar kullanmalı. Aşırılıklar zarar verir.
Eshab-ı kirama uymak
Sual: Tirmizî’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (Eshabıma ve onlara tâbi olanlara [tabîine] uyun!) buyuruluyor. Resulullah, niye (Kur'ana ve bana tâbi olun!) demiyor da, (Eshabıma, hattâ Eshabıma uyanlara da tâbi olun!) buyuruyor?
CEVAP
Eshab-ı kirama tâbi olanlara Tabiîn denildi. Bir âyeti kerime meali:
([Eshabdan] Muhacir ve Ensar’la iyilikte onların izinden gidenlerden, [onlara uyanlardan] Allah razıdır. Onlar da, Allah’tan razıdır. Allah onlara Cenneti hazırladı.) [Tevbe 100]
Bu âyet-i kerimede, Eshab-ı kirama ve onların izinden giden Tâbiîn denilen zatlara uymak gerektiği bildiriliyor. Bir hadis-i şerif meali:
(Eshabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olursanız hidayete erersiniz.) [Taberani, Beyhekî, İ. Asakir, Hatîb, Deylemî, Darimî, İ. Münavî, İ. Adiy]
Yukarıdaki âyet-i kerime ve hadis-i şerif gösteriyor ki, Tâbiîn denilen zatlara uyan, Eshab-ı kirama uymuş olur. Eshab-ı kiram da Resulullah'a, Resulullah da, Allahü teâlâya uyduğu için böyle buyuruluyor. Bunun gibi Buhari’deki bir hadis-i şerifte de, (Benden sonra sünnetime ve Hulefa-i raşidinin sünnetine uyun!) buyuruluyor. Burada da, Hulefa-i raşidinin, Resulullah'ın yolunda olduğunu bildiriyor. Allahü teâlâ da, (Yalnız bana uyun, yalnız bana itaat edin) demiyor, (Allah’a ve Resulüne itaat edin!) buyuruyor. (Âl-i İmran 32)
Resul'e uyan da, Allahü teâlâya uymuş oluyor. Bir âyet-i kerime meali:
(Resul’e itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
Demek ki, Resulullah'ın yolu, Allah'ın bildirdiği yoldan farklı değildir. Eshab-ı kirama uyan Resulullah'a uymuş olur. Çünkü Eshab-ı kiramın yolu, Resulullah'ın yolundan farklı değildir. Tâbiîn’e uyan da, Eshab-ı kirama uymuş olur. İmam-ı a'zam hazretleri, Tâbiîn’den idi. Demek ki İmam-ı a'zamın mezhebinden olan, silsile yoluyla Eshab-ı kirama, Resulullah'a ve Allahü teâlâya uymuş olur. Ama Kur'andan anladığına uyan, Allah'a uymuş olmaz, kendi anladığına uymuş olur. Kur'an-ı kerimi Resulullah efendimiz açıklamıştır. Onun sözlerini Eshab-ı kiram açıklamıştır. Eshab-ı kiramın sözlerini de âlimler, mezhep imamları açıklamıştır. Bu incelikleri anlayıp herkes haddini bilmeli, âyetten ve hadisten hüküm çıkarmaya kalkmamalıdır.